http://www.açıktoplumenstitüsü.org.tr/router.php?sayfa_id=001 “dan alınmıştır.
1930 yılında Macaristan'ın Budapeşte kentinde doğan George Soros 1947'de İngiltere'ye göç etti ve London School of Economics’den mezun oldu. Öğrencilik yıllarında düşünür Karl Popper'ın çalışmalarını tanıyan Soros'un düşünce gelişiminde ve toplumsal çalışmalarında Popper'ın önemli bir etkisi oldu. Soros, 1956 yılında ABD'ye taşındı ve kurduğu uluslararası yatırım fonundan büyük bir gelir elde etti. George Soros, 1979 yılında ilk vakfı olan Açık Toplum Fonu'nu New York'da, Doğu Avrupa'daki ilk vakfı olan Avrupa Vakfı'nı 1984'de Macaristan'da kurdu. Bugün 60 kadar ülkede (Orta ve Doğu Avrupa, eski SSCB ülkeleri Guatemala, Haiti, Moğolistan, Güney Afrika, ABD) bulunan vakıflar ağını fonlamaktadır. Bu vakıfların ortak hedefi, açık toplumların gelişimini ve devamlılığını sağlayacak kurumların kurulması ve güçlendirilmesidir. Soros, Orta Avrupa Üniversitesi ve Uluslararası Bilim Vakfı'nın da kurucusudur. 1994 yılında ağ kapsamındaki vakıflara 300 milyon dolar destek vermiştir. 1995 yılında bu miktar 350 milyon, 1997 yılında 428 milyon, 2000 yılında 494 milyon dolara çıkmıştır. Doğu Avrupa ve eski SSCB ülkelerindeki siyasi ve ekonomik değişimler ile ilgili birçok makalesi bulunan Soros aynı zamanda şu kitapların yazarıdır: Simon Schulter tarafından 1987 yılında ilk basımı yapılan ve 1994 yılında John Wiley & Sons tarafından tekrar basılan ‘Finansın Simyası’; Weidenfeld & Nicholson tarafından 1990 yılında basılan ‘Sovyet Sistemini Açmak’; Free Press tarafından 1991 yılında basılan ‘Demokrasiyi Sağlamlaştırmak’; John Wiley & Sons tarafından 1995 yılı Eylül ayında basılan ‘Soros, Soros üzerine yazıyor’ ve 1998 yılında Public Affairs tarafından basılan ‘Evrensel Kapitalizm Krizde’. Soros'un ‘Açık Toplum: Küresel Kapitalizmin Reforme Edilmesi’, başlıklı kitabı Perseus tarafından 2000 yılında basılmıştır. George Soros'un Türkçe'ye çevrilmiş kitapları
şunlardır:
• Amerikan Üstünlüğü Hayali, Truva Yayınları, Nisan 2005
• Açık Toplum Küresel Kapitalizmde Reform, Truva Yayınları, Eylül 2004
• Küreselleşme Üzerine, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Mayıs 2003
• Küresel Kapitalizm Krizde, Sabah Kitapları, Haziran 1999
• Soros Soros'u Anlatıyor, Sabah Kitapları, 1997
Açık toplum fikri, ilk defa Henri Bergson tarafından ortaya atılan, Karl Popper tarafından geliştirilip yaygınlaştırılan bir kavramdır. Popper'ın epistemoloji konusundaki teorisinde ifadesini bulan, dışımızdaki gerçeklik algımızın mükemmel olmadığı, dolayısıyla büyük ve değişmez doğrular konusunda ısrar edilmemesi ve gerçekliğin kimsenin tekelinde bulunmadığı görüşü, Açık toplum fikrinin de temelini oluşturur. Büyük ve kesin doğrular yok ise, farklı görüşlere saygılı olunmalıdır. Açık toplum, kimsenin mutlak bilgiyi elinde tutamayacağını, farklı insanların farklı fikirlere ve beklentilere sahip olabileceğini, ve insanların beraber barış içinde yaşayabilmelerini sağlamak için, bireylerin haklarını koruyacak kurumlara ihtiyaç duyulacağını kabul eden bir toplum anlayışıdır. Uygulamada açık toplum, hukukun üstünlüğüne dayanan, demokratik yollar ile seçilmiş hükümetlerce yönetilen, farklılıkları içinde barındıran güçlü bir sivil toplum; azınlıklara ve azınlık görüşlerine saygı anlamına gelir.
Açık toplum ideali hakkında daha fazla bilgiyi, Açık Toplum Entitüsü'nün kurucusu George Soros'un kaleminden okuyabilirsiniz. PDF formatındaki dosyaya aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz:
AcikToplumIdeali_GeorgeSoros.pdf
George Soros tarafından kurulan ve kâr amacı gütmeyen vakıflar, enformel bir ağ ile birbirlerine bağlanmıştır. Bu ağın üyeleri ulusal vakıflardır. Bu vakıflar, dünyanın çeşitli bölgelerinde (Orta ve Doğu Avrupa, eski SSCB ülkeleri, Guatemala, Haiti, Moğolistan, Güney Afrika v.b.) 60 kadar ülkede faaliyet gösteren bağımsız organizasyonlardır. Tüm ulusal vakıflar, ‘açık toplumun gelişmesini destekleme’ ortak misyonunu paylaşmaktadır. Bu misyon çerçevesinde vakıflar, sanat, kültür, çocuk, gençlik, sivil toplum, ekonomik reform, eğitim, hukuk reformu, medya, iletişim, yayıncılık ve sağlık alanlarındaki girişimleri desteklemektedir. OSI, Macaristan'da yerleşik kardeş kurumu Açık Toplum Enstitüsü - Budapeşte (OSI - Budapest) ile birlikte, gerek idarî ve malî, gerek uzman desteği sağlayarak ulusal vakıflara yardım etmektedir. Soros Vakıfları 2004 yılında, dünya genelindeki programlarına toplam 408 milyon dolar harcamış, bu harcamaların en büyük bölümü eğitim alanında gerçekleşmiştir. Açık Toplum Enstitüsü, Türkiye'de ulusal bir vakıf olarak değil, temsilcilik olarak çalışmaktadır. Açık Toplum Enstitüsü Türkiye Temsilciliği proje uygulamamakta ve proje fonlamamaktadır. Açık Toplum Enstitüsü Türkiye Temsilciliği, başta sivil toplum kuruluşları olmak üzere, Türkiye'deki kuruluşlar ile Soros Vakıflar Ağı'nın üyeleri arasındaki ilişkiyi kolaylaştırma işlevi görmektedir.
8 Aralık 2003.tarihli SABAH Gazetesi’nden
ADADAN DA SOROS ÇIKTI!
PARA sihirbazı olarak anılan ABD'li yatırımcı George Soros, adını Yugoslavya ve Gürcistan'daki kansız darbelerle duyurdu. Ünlü yatırımcının adı bu kez de KKTC'deki muhaliflerle anılıyor. KKTC'de yayımlanan Volkan gazetesi, Soros'un başkanı olduğu Açık Toplum Enstitüsü aracılığıyla muhaliflerin "eğitimden geçirilmesini maddi olarak desteklediğini" yazdı. Gazete, "Soros enstitüsünden ayaklanma hazırlığı" başlıklı manşetinde şu satırlara yer verdi: Yugoslavya'da ve Gürcistan'da seçimlere hile karıştırıldı diyerek ayaklanmaları organize eden ve parasal yönden destekleyip, emperyalist güçlerin çıkarları doğrultusunda ülke yönetimlerini deviren Soros enstitüsü, KKTC'de de harekete geçti. KTÖS Genel Sekreteri Varol Öztuğ, 30 Ağustos 2001'de bazı etkinliklerinin Soros enstitüsü tarafından finanse edildiğini söyledi. KTÖS'ün bazı görevlileri Yunanistan'a eğitime gitti. Soros enstitüsünün Türkiye temsilciliği yöneticilerinden gazeteci Şahin Alpay'a Karen Fogg tarafından "Denktaş'ı yıpratın" talimatı gönderildi...
SIRBİSTAN'DA EĞİTİM
Soros'un enstitüsü, dünyanın dört bir yanındaki birçok "demokrasi hareketini" maddi olarak desteklediklerini daha önceleri belirtmişti. Devlet başkanı Eduard Şevardnadze'yi deviren muhalif örgütlerin "eğitimini" karşıladığını İngiliz gazeteleri yazdı. Haberlerde, Soros enstitüsü Miloseviç'i aynı şekilde kansız deviren Sırplar'ın Gürcü muhalifleri eğitmesini sağladığı, daha sonra da Sırplar'ı Gürcistan'a götürerek derslere orada devam ettirdiği yazıldı. Devrik lider Şevardnadze de "Soros Açık Toplum Enstitüsü ayaklanmayı finanse etti" demişti.
GEORGE SOROS KİMDİR?Açık Toplum Enstitüsü ve BOP demektirki dünyadaki renkli devrimlerinde babası ve sponsoru olarak tanınmaktadır.Başlıca eserleri;Ukranya,Romanya,Sırbistan,Gürcistan,Kırgızıstan,Tacikistan,Moldova,Belarus şimdide İran ve türkiye.
"Yoksul doğdum ama asla yoksul ölmeyeceğim" diyen George Soros, 1930 yılında Macaristan'ın Budapeşte kentinde doğdu.1947'de Ingiltere'ye göç etti ve London School of Economics okulundan mezun oldu. Öğrencilik yıllarında düşünür Karl Popper'ın çalışmalarını tanıyan Soros'un düşünce gelişiminde ve toplumsal çalışmalarında Popper'ın önemli bir etkisi oldu. Soros, 1956 yılında ABD'ye taşındı ve kurduğu uluslararası yatırım fonundan büyük bir gelir elde etmiştir.
George Soros, 1979 yılında ilk vakfı olan Açık Toplum Fonu'nu New York'da, Doğu Avrupa'daki ilk vakfı olan Avrupa Vakfı'nı 1984'de Macaristan'da kurar. Bugün, 30'u aşkın ülkede (Orta ve Doğu Avrupa, eski SSCB ülkeleri Guatemala, Haiti, Moğolistan, Güney Afrika, ABD v.s.) bulunan vakıflar ağını fonlamaktadır. Bu vakıfların ortak hedefi, açık toplumların gelişimini ve devamlılığını sağlayacak kurumların kurulması ve güçlendirilmesidir. Soros, Orta Avrupa Üniversitesi ve Uluslararası Bilim Vakfı'nın da kurucusudur. "dünya demokrasisine katkıda bulunmak" hedefiyle çalıştığı belirten Soros 30'u aşkın ülkede vakıflara mali destek veriyor. 1994'te ağ kapsamındaki vakıflara 300 milyon dolar harcayan, 2000'de bu rakamı 494 milyon dolara çıkaran Soros'un kişisel serveti 7 milyar dolar1994 yılında ağ kapsamındaki vakıflara 300 milyon dolar harcamıştır. 1995 yılında bu miktar 350 milyon, 1997 yılında 428 milyon, 2000 yılında 494 milyon dolara çıkmıştır. Açık Toplum Enstitüsü Türkiye'de de bazı çalışmalarda bulunduğu biliniyor. 2004'te Soros'un Türkiye'de desteklediği projeler arasında, Bağımsız Türkiye Komisyonu' nun Avrupa'da Türkiye Çalışması; Batman Kadın Merkezi'nin Kadının Insan Hakları Eğitimi Projesi; Bilgi Üniversitesi'nin Avrupa'lı Türkler Araştırması; Boğaziçi Üniversitesi'nin çeşitli Araştırma Projeleri; Diyarbakır Barosu'nun, Herkes için Adalet Projesi bulunuyor...Balkanlarda,hazar çevresinde ve ortadoğuda yaptığı ve yapmayı pilanladığı Renkli devrimlerin mimarı,sponsoru ve BOP'un kurucusu , BOP ile orta doğuyu,renkli devrimleri ilede balkanları şekillendirmeyi amaçlıyor.Siyon sömürü düzeni inşaa etmeye ant içmiş biri.....Siyon sermayesininde kasası olarak bilinen şahıs,türkiyedeki birçok siyasi partiye,vakıflara,medyaya,bir grup aydın ve yazarlarla birlikte cemaatlerede para akıttığı biliniyor.
izafet.Com - George Soros Kimdir? Açık Toplum Enstitüsü ve BOP demek!
SOROS'UN İZİNDE:
Enstitü kapandı, 'Açık Toplum' vakıf oldu
Açık Toplum Enstitüsü Türkiye Temsilciliği dün faaliyetlerine son verdi.
7 YILDA 11 MİLYON DOLARLIK 'DESTEK' VERDİLER
Anadolu'da muhafazakâr kesimlerin laiklere 'mahalle baskısı' uyguladığını savunan araştırmanın mimarı olan enstitü, çalışmalarını bundan sonra vakıf çatısı altında sürdürecek.
Kuruluşun kapatılışı, "Ağustos 2001'deki kuruluşumuzdan bu yana, uluslararası vakıflar ağının Türkiye temsilciliği olarak sürdürdüğümüz faaliyetlerimize, 31 Aralık 2008 tarihi itibarıyla son veriyoruz." şeklinde ilan edildi.
http://www.aciktoplumvakfi.org.tr/
Hakan Altınay'ın genel sekreterliğini yürüteceği Açık Toplum Vakfı'nın yönetim kurulunda Can Paker, İshak Alaton ve Murat Sungar yer alacak.
9 kişilik danışma kurulunda ise bu isimlerin yanı sıra, Temel İskit, Şebnem Karauçak, Nurcan Baysal, Eyüp Can ve Suat Aksoy görev yapacak.
Enstitüden yapılan yazılı açıklamada, 7 yıllık süre içinde 11 milyon doları aşkın destek sağlayan kuruluşun faaliyetlerini bugünden itibaren 'Açık Toplum Vakfı' olarak sürdüreceği bildirildi.
Enstitünün Türkiye Direktörü Hakan Altınay, değişikliğin son yaptırdıkları araştırmaya yönelik tepkilerle ilgisinin olmadığını söyledi. Vakıf olmaya iki yıl önce karar verdiklerini anlatarak, "Uluslararası bir kuruluşun temsilciliği anlaşılır değildi, tamamen yerli bir formatla daha iyi anlaşılacağımızı düşünüyoruz." dedi. Uluslararası Açık Toplum Enstitüsü Ağı ile çalışmaya devam edeceklerini belirten Altınay, yaptıkları işlerin değişmeyeceğini vurguladı.
Daha önce Soros Vakıf Grubu içinde faaliyet gösteren Açık Toplum Enstitüsü, 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren 'Açık Toplum Vakfı' adını alacak ve mütevelli heyeti, yönetim kurulu, danışma kurulu ile vakfiyesi tamamen yerli olacak. Vakıf, tamamen yerli bir hale getirilse de ünlü işadamı Soros'tan destek almaya devam edecek. Aynı tür araştırma ve projelere imza atmayı sürdürecek. Hakan Altınay'ın genel sekreterliğini yürüteceği vakfın yönetim kurulunda Can Paker, İshak Alaton ve Murat Sungar yer alacak. 9 kişilik danışma kurulunda ise aynı üçlünün yanı sıra Temel İskit, Şebnem Karauçak, Nurcan Baysal, Eyüp Can ve Suat Aksoy görev yapacak.
SOROS’UN AÇIK TOPLUM ENSTİTÜSÜ
Eylül 2001’den bu yana Türkiye’de faaliyette .
Soros’un Türkiye’ye ayırdığı para, şimdilik 5 Milyon Dolar.
Soros’un Türkiye’ye ilgisi Aralık 1999’daki Helsinki Zirvesi ile başladı
TAYYİP ERDOĞAN’DAN İTİRAF
Erdoğan, 2003 yılında Davos Zirvesi sırasında Soros’a “Türkiye’nin açık toplumcuları biziz” dedi.
Ermeni Sempozyumu’nu düzenleyen üç Üniversite Yönetiminin Soros’la İlişkileri
ATE ( Açık Toplum Enstitüsü )Türkiye Direktörü Hakan Altınay: “Bilgi, Boğaziçi, Sabancı destek verdiğimiz üniversitelerdir”
SOROS’UN SABANCI ÜNİVERSİTESİ’NE VE TÜRK ORDUSUNA BİÇTİĞİ ROL
“Orta Avrupa Üniversitesi, Doğu Blok’unun yıkılmasında önemli rol oynadı.
Türkiye’de de köklü değişim ve reformlar için bu üniversiteye çok iş düşecektir.”
Soros, Orta Avrupa Üniversitesi ile Sabancı Üniversitesi arasındaki işbirliği girişiminin mütevelli heyeti başkanı.
Soros, “Türkiye’nin en iyi ihraç malı ordusudur” sözünü Sabancı Üniversitesi kürsüsünden söylemişti.
SOROS’UN DESTEKLEDİĞİ ÜNİVERSİTELER ve PARA ALDIKLARI PROJELER
Sabancı Üniversitesi Eğitim Reformu Girişimi,
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin Avrupa Birliği İzleme Projesi,
Sabancı Üniversitesi’nin Toplumsal Duyarlılık Modelinin Yaygınlaşması Çalışmaları.
“Euro-Türk diyaloğu” projesi için AB’den 500 bin euro alındı.
SOROS’UN DESTEKLEDİĞİ ÜNİVERSİTELER ve PARA ALDIKLARI PROJELER
Bilgi Üniversitesi’nin Avrupalı Türkler Araştırması
Bilgi Üniversitesi Sivil Toplum Kuruluşları Eğitim ve Araştırma Birimi
Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Merkezi
Bilgi Üniversitesi’nin 20 İlde İnsan Hakları Filmleri Gösterimi
SOROS’UN DESTEKLEDİĞİ ÜNİVERSİTELER ve PARA ALDIKLARI PROJELER
Boğaziçi Üniversitesi’nin Çeşitli Araştırma Projeleri
Boğaziçi Üniversitesi’nin Sosyal Politika Forumu
Soros’un TESEV’i ile birlikte gerçekleştirilen “Türkiye’de rüşvet araştırması “(2002)
“Teknoloji temelli eğitim ve Yetenekli insan kaynakları geliştirme” projesi için AB’den 1.800.000 euro alındı.
Boğaziçi Üniversitesi’nden Kemal Kirişçi bir grup öğrencisi ile birlikte Kürt sorununu inceliyor.
Bu araştırmanın fonu ABD’de CIA arşivine girme yetisi olan ender örgütlerden olan USİP tarafından karşılanıyor.
Projenin bedeli 24 500 dolar.
SOROS’UN DESTEKLEDİĞİ EĞİTİM ÇALIŞMASI
Tarih Vakfı’nın ders kitaplarını gözden geçirme çalışması
Ermeni Sempozyumu’nun Düzenleyicileri
SOROS’UN AYDINLARI
Oğuz Özerden
Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı
Türkiye’de faaliyete geçtiği 2001 yılından bu yana ATE’nin Danışma Kurulu Üyesi
SOROS’UN AYDINLARI
Prof. Dr. Ayşe Soysal
Boğaziçi Üniversitesi Rektörü
Ermeni Sempozyumuna ev sahipliği yapan Soysal, 2004-2005 dönemi ATE Danışma Kurulu Üyesi
SOROS’UN AYDINLARI
Prof. Dr. Tosun Terzioğlu
Sabancı Üniversitesi Rektörü
Konferansın ertelenmesinin ardından yaptığı tehdit:
“Bu sonucun önümüzdeki dönemde Türkiye için uluslar arası alanda da önemli bir ayak bağı olmasından endişe ediyorum”
25.05.2005, BİA
SOROS’UN AYDINLARI
Prof. Dr. Üstün Ergüder
Boğaziçi Üniversitesi eski rektörü, Sabancı Üniversitesi
2001-2003 yılları arasında ATE’nin Danışma Kurulu üyesi.
Aynı zamanda ATE tarafından finanse edilen Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin ve Eğitim Reformu Girişiminin başında bulunuyor.
SOROS’UN AYDINLARI
Prof. Dr. Murat Belge
Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi
Sempozyum Hazırlık Komitesi Üyesi
Açık Toplum Enstitüsü’nün 2001-2003 yılları arasında Danışma Kurulu Üyesi
Başkanı olduğu Helsinki Yurttaşlar Derneği’nin 2004’te düzenlediği
“İnsan Haklarında Yeni Taktikler” Sempozyumu için ABD, İngiltere ve Hollanda Dışişleri Bakanlıklarından 1.5 milyon dolar aldı.
SOROS’UN AYDINLARI
Doç. Dr. Halil Berktay
Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi
Sempozyum Hazırlık Komitesi Üyesi
Güneydoğu Avrupa İstikrar Paktı’nda Görevli. 2000-2002 yılları arasında gerçekleşen toplam 44 eğitim projesinin yöneticilerinden.
Sorumlu olduğu alan “ Tarih Eğitimi”. Projenin masraflarını üstlenen kuruluşlar arasında ATE de var.
“İzmir’in yakılmasının yarattığı sosyal travmalar” projesi için ABD’den 84.000 avro.
“Osmanlı İmparatorluğu ve Toplum” dersleri projesi için Avusturya ve İsviçre hükümetlerinden 74.000 avro.
“Balkanlar’daki Türk Ulusal Hafızasının İnşası. Türk Milliyetçiliğinin orjini ve erken gelişimi” başlıklı araştırma için Almanya Eğitim Bakanlığı’ndan 99.000 avro.
Bunun yanında üç yıllık çalışma masrafları için İsviçre Tercenatary Vakfı’ndan toplam 184.084 avro.
SOROS’UN AYDINLARI
Prof. Dr. Çağlar Keyder
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi
Sempozyum Hazırlık Komitesi Üyesi
ATE’nin mali desteğindeki Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu’nun Yönetim Kurulu Üyesi
Projeleri ATE ve Avrupa Komisyonu tarafından desteklenen Boğaziçi Üniversitesi Avrupa Çalışmaları Merkezi Merkez Kurul Üyesi
SOROS’UN AYDINLARI
Prof. Dr. Ethem Eldem
Boğaziçi Üniversittesi Öğretim Üyesi
Sempozyum Hazırlık Komitesi Üyesi
ATE’nin en fazla destek veren 15 kuruluş listesinde yer aldığı Tarih Vakfı’nın Yönetim Kurulu Üyesi
SOROS’UN AYDINLARI
Doç. Dr. Cemil Koçak
Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi
Sempozyum Hazırlık Komitesi Üyesi
ATE’nin en fazla destek veren 15 kuruluş listesinde yer aldığı Tarih Vakfı’nın yayımladığı Toplumsal Tarih dergisinin yayın politikasını belirlediği açıklanan dört kişiden biri.
SOROS’UN AYDINLARI
Yar. Doç. Dr. Akşin Somel
Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi
Sempozyum Hazırlık Komitesi Üyesi
ATE’nin en fazla destek veren 15 kuruluş listesinde yer aldığı Tarih Vakfı’nın yayımladığı Toplumsal Tarih dergisinin Danışma Kurulu Üyesi.
Rockefeller Vakfı’nın finansmanını karşıladığı ve Tarih Vakfı’nın çok sayıda ilde yürüttüğü “Yerel Tarih Grupları” projesinin başındaki kişi.
SOROS’UN AYDINLARI
Dr. Taner Akçam
Alman İstihbaratı'nın Ermeni soykırımını araştırma masasının yönetimindeki Hamburg İncelemeler Enstitüsü görevlilerinden.
Hasan Yalçın, Dönekler kitabında Taner Akçam'ın "bilimsel" uzmanlık alanını şöyle saptamıştı:
"Türkiye düşmanlığı profesörü"
Alman gizli servisinin Kafkas Masası Şefi Tessa Hofmann ve Türkiye masası Şefi Udo Steinbach tarafından yetiştirildi.
SOROS’UN AYDINLARI
Prof. Dr. Baskın Oran
Ankara Üniversitesi öğretim üyesi, Azınlıklar Raporu’nun hazırlayıcısı
Ermeni Sempozyumu konuşmacısı
“Türkiye’de Azınlıklar” adlı kitabı ATE’nin finansörlüğünde TESEV Yayınlarından çıktı.
SOROS’UN AYDINLARINDAN “SOYKIRIM” YALANLARI
Prof. Dr. Selim Deringil
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi
Ermeni Sempozyumu Hazırlık Komitesi Üyesi
“Kendimize artık güvenelim, ciddi şekilde tarihle yüzleşelim.”
3 Mart 2005, Cumhuriyet
“Ama öte yandan adına hukuken ne derseniz deyin, sistemli bir yok etme var. Ermeniler bütün bu coğrafyadan şu veya bu şekilde sürülmüş, sağ çıkmaları imkansız bir yürüyüşe zorlanmışlardır.”
14.04.2005, Hürriyet
SOROS’UN AYDINLARINDAN “SOYKIRIM” YALANLARI
Doç. Dr. Halil Berktay
“Ermeni kayıpları, küçültüle küçültüle 450 binden 20-25 bin dolaylarına çekilmeye çalışıldı.”
Radikal, Tarık Işık’ın röportajı
“İzmir civarında yarı gizli şekilde Rumlara etnik temizlik yapıldı. bu olaylar Ermeni katliamının silahsız provasıdır.”
Milliyet,07.03.2005
“Tehcir Kanunu başlı başına bir etnik temizliktir…. Ermeni oldukları için tehcir ediliyorlar. Günümüzde öldürme unsuru hariç bu kadarı dahi ‘jenosit’ tanımına giriyor”
Milliyet,07.03.2005
SOROS’UN AYDINLARINDAN “SOYKIRIM” YALANLARI
Yalan: “Mustafa Kemal’in Ermeni tehcirini savunan tek bir demeci yoktur”
Halil Berktay, Milliyet,07.03.2005
Gerçek:
“Dünya kamuoyu, Ermeni ahalinin tehciri hususunda almaya mecbur kaldığımız karar için bize karşı haklı bir ithamda bulunamaz”
M. Kemal, 26 Şubat 1921
SOROS’UN AYDINLARINDAN “SOYKIRIM” YALANLARI
Prof. Dr. Murat Belge
Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi
“Birleşmiş Milletler’de soykırım için yapılmış bir tanım var. Bence çok genel. Türkiye’deki 1915 olayı da bu maddenin kapsamına girer. O madde eğer soykırım tanımı olacaksa 1915 soykırımdır.”
26 Nisan 2005, Milliyet
SOROS’UN AYDINLARINDAN “SOYKIRIM” YALANLARI
Dr. Taner Akçam:
“Türkiye’nin haksız bir devlet olduğunu kanıtlayacağım”
www.his.online.de/mitarb/akcam.htm
“Ermeni soykırımı olmasaydı ulusal Kurtuluş Savaşı diye bir şey olmazdı.”
Türkiye’yi Yeniden Düşünmek, s.58
Patronundan övgü:
“Taner Akçam, aferin, Türk Kurtuluş Savaşı’nın, ulusal devleti kuran savaşın aslında bir soykırım olduğunu bir Türk olarak ispatlamıştır.”
Tessa Hoffman
http://mk-mk.facebook.com/topic.php?uid=22170185450&topic=5612
http://www.birben.net/soros.pps
http://www.osiaf.org.tr/content_reader.php?sayfa_no=013
http://tr.wikipedia.org/wiki/A%C3%A7%C4%B1k_Toplum_Enstit%C3%BCs%C3%BC
Monday, March 1, 2010
UYAN SUNAM UYAN DERİN UYKUDAN!
Eski bir şarkıydı bu.Rahmetli babam söylerdi.
Sanki sevgilinin derin uykusu “Ölüm” gibi gelir insana korkudan.
Bugün halkın üzerine sinmiş uyku hali de onun gibi. Korkuyorum onlar adına, ve bir daha sesleniyorum sevgili halkımıza…”UYAN HALKIM UYAN DERİN UYKUDAN!”
Nedir yaşadığımız? Farkındamısınız? Gerçekten Demokrasi projesimidir bu sizce?
Halkın zihnine,idrakına,algılamasına,düşüncesine ve tüm iletişim kanallarına ipotek koyanlar,
Kendi fikirlerine karşı yazarları ve basını tehdit ederek , TSK ni yıldırmak,yargıyı etkilemek suretiyle nasıl bir Demokrasi özlemi içerisinde olduklarını göstermişlerdir.
Bu ABD emperyalizminin Büyük Ortadoğu Projesi dediği , Ortadoğu halklarını uydulaştırma ve kaynaklarını ele geçirme hareketidir. Bunu iyi düşünün ve sakın KOMPLO TEORİSİ gibi sayarak kulak ardı etmeyin. Tabii ki komplodur ama teoriden pratiğe geçmiştir. Bunu anlayabilirseniz ve olaylara bu açıdan bakarsanız satır aralarındaki ipuçlarını anlamanız daha daha da kolaylaşır.
Diyorlar ki Büyük Ortadoğu Projesi kaldırıldı! ABD’nin uzun vadede Dünya liderliği ve hegamonyası hakkındaki düşüncesi değişmez bir politikadır ve bütün dünya bu gerçeği bilir. Bu amaca ulaşmak için de yaptıkları herkesin malumudur.Bu niyetle sahnelenen oyunlar, ortaya atılan gizli ve açık projeler ve dünyanın muhtelif yerlerinde çıkarılan karışıklıkları burada tek tek sıralamaya gerek yok sanırım. Bunların zaman zaman gelişen şartlar ve zorunluluklar karşısında revize edilmesi -ki biz buna asker ocağında “Ayak Değiştirme” deriz- projenin doğası gereğidir.
Hal böyle olunca Türkiye’nin bu politikadan etkilenmemesi düşünülemez. Aksine Türkiye, 1950 li yıllardan bu yana ABD ile gerek siyasi ve gerekse Askeri açıdan sürekli iç içe ve hatta bugün de olduğu gibi adeta yekvücud olmuştur.Ve bu yek vücud olma Askeri darbeleri de beraberinde getirmiştir. Bu noktada ABD’nin rolü zaman zaman açıkça ifade edilmiş ve 1980 deki son Darbe sonrasında ABD Dışişleri Bakanı’nca “Bizim Çocuklar…” şeklinde açıkça ifade edilmiştir.
RTE iktidarı da iyi irdelenir ve araştırılırsa Bir ABD projesi olduğu açıkça görülür. İşte uyuyan halkımız ölü uykusundan sıyrılır ve o dönemki olayları,Kemal Derviş olayını, Sn.Ecevit’e karşı düzenlenen komploları ve ayak oyunlarını , yaratılan krizleri iyi düşünürse ortamın ne kadar iyi oluşturulduğunu ve halkın her darbede olduğu gibi müsait hale getirildiğini anlayacaktır.Darbeler sadece askeri olmaz.ABD kurmayları da artık klasik askeri darbelere karşı Demokrat geçinenlerin hassasiyetini göz önüne alarak darbeleri sivilleştirebilmektedir. Bunun için de ABD de Gülen, Türkiye’de de Soros Enstitüsü gibi işbirlikçilerini kullanmaktadır
Bu iktidar döneminde ortaya atılan darbe iddialarının farklı görünmesi ABD’nin ayak değiştirmesinden yani yöntem değişikliğinden kaynaklanmaktadır. ABD taktik değiştirmiştir.Çünkü Amerikan halkı son zamanlarda Siyasal ve Radikal islamın kullanılmasının kendilerine acı faturalar ödettiğini görmüş ve yaşamıştır. O zaman Halkın çoğunluğunun Müslüman olduğu Ortadoğu’da radikal olmayan,ama aynı zamanda Demokrat görünen ılımlı bir İslam ülkesi projesine yönelmiştir. Bunun içinde eline geçirdiği ve desteklediği Gülen cemaatini yıllarca hazırlayarak onun denetimine geçen Emniyet ve Bir kısım yargının ,basının da %90 ının yardımıyla Bugünkü iktidarın mutlak güç haline gelmesini sağlamıştır.
İşte bu değişikliği algılayamayan ve Gerçekten Atatürkçü ve laik bir geleneğe sahip bir kısım asker iktidara karşı çıkınca ABD yıllarca kullandığı bu askerleri gözden çıkararak tasfiye etmek için iktidarın önüne atmıştır.
Hergün hemen hemen belli bir sıra içinde basına servis edilen ordunun tüm gizli bilgilerine sahip Türkiye’deki tek güç, içimizdeki ABD kurumlarıdır. Bu bilinirse bu servisin anlamı daha kolay ortaya çıkar.
ABD ilerde bir gerek duyarsa bu iktidarın da defterini dürecek ve kurduğu başka bir düzeneneğin önüne atacaktır hiç kuşkusuz.
Uyan ey halkım ,gerçekleri gör,saptamaları iyi yap,kullanıldığının farkına var.Yıllardır bu ülkede iktidara sahip olanlar senin için değil önce cepleri,sonrada onları kullanmak için ceplerine çalışmalarını kolaylaştıran ABD için iktidar oldular. Gerçekleri iyi saptayın!
Ezilen daima siz oldunuz!
Kullanılan daima siz oldunuz!
Bölünen,aşağılanan,sürünen,zindanlarda çürütülen,yerinden yurdundan toprağından edilen,din,iman,ırk vs diyerek uyutulan daima siz oldunuz.
Oysa Atatürk’ün en büyük umudu sizlerdiniz.
İktidara sahip olanların gaflet ve delaletini siz görecektiniz!
Onların “…emellerini müstevlilerin siyasi emelleri ile…” nasıl tevhid ettiklerini siz bilecektiniz!
“İşte bütün bu kötü hal ve şart içinde dahi vazifeniz…” size bırakılan emaneti korumaktı. Uyanın ve ulu önderin sözlerine kulak verin. Bunun için ABD projesi darbelere,Fthullahlara, din bezirganlarına ihtiyacınız yok. Sadece sizi uyutan, Mukaddes dininizi ve ırkınızı kullanarak , kardeşlik projesi diyerek birbirinizden ayıran ve bölen, demokrasi diye diye yıldırma ve sürtme projeleri ile baskı altında tutmaya çalışan, refah diyerek ülkenin bütün değerlerini üç kuruşa- Tabii komiyonlarını da alarak- satan buna rağmen ülke borcunu ikiye katlayıp torunlarınızın bile geleceğini ipotek altına alan bezirganlara kanmayın!
Uyanın! Ve sadece gerçek demokratik haklarınızı sandıklarda kullanarak,aktif olarak siyasete katılarak mirasınıza sahip çıkın ve geleceğinizi ateşe atmayın. Uyanın bu derin ölüm uykusundan çok geç olmadan! Uyanmak yalnızca gerçekleri görmekle mümkündür. En güç şartlar altında,harap ve bitap düşmüş, tüm kaleler elinizden alınmış iken bile neler yapabildiğinize tarih şahittir. Damarlarınızdaki asil kanın FARKINA VARIN ARTIK! (27/02)
Sanki sevgilinin derin uykusu “Ölüm” gibi gelir insana korkudan.
Bugün halkın üzerine sinmiş uyku hali de onun gibi. Korkuyorum onlar adına, ve bir daha sesleniyorum sevgili halkımıza…”UYAN HALKIM UYAN DERİN UYKUDAN!”
Nedir yaşadığımız? Farkındamısınız? Gerçekten Demokrasi projesimidir bu sizce?
Halkın zihnine,idrakına,algılamasına,düşüncesine ve tüm iletişim kanallarına ipotek koyanlar,
Kendi fikirlerine karşı yazarları ve basını tehdit ederek , TSK ni yıldırmak,yargıyı etkilemek suretiyle nasıl bir Demokrasi özlemi içerisinde olduklarını göstermişlerdir.
Bu ABD emperyalizminin Büyük Ortadoğu Projesi dediği , Ortadoğu halklarını uydulaştırma ve kaynaklarını ele geçirme hareketidir. Bunu iyi düşünün ve sakın KOMPLO TEORİSİ gibi sayarak kulak ardı etmeyin. Tabii ki komplodur ama teoriden pratiğe geçmiştir. Bunu anlayabilirseniz ve olaylara bu açıdan bakarsanız satır aralarındaki ipuçlarını anlamanız daha daha da kolaylaşır.
Diyorlar ki Büyük Ortadoğu Projesi kaldırıldı! ABD’nin uzun vadede Dünya liderliği ve hegamonyası hakkındaki düşüncesi değişmez bir politikadır ve bütün dünya bu gerçeği bilir. Bu amaca ulaşmak için de yaptıkları herkesin malumudur.Bu niyetle sahnelenen oyunlar, ortaya atılan gizli ve açık projeler ve dünyanın muhtelif yerlerinde çıkarılan karışıklıkları burada tek tek sıralamaya gerek yok sanırım. Bunların zaman zaman gelişen şartlar ve zorunluluklar karşısında revize edilmesi -ki biz buna asker ocağında “Ayak Değiştirme” deriz- projenin doğası gereğidir.
Hal böyle olunca Türkiye’nin bu politikadan etkilenmemesi düşünülemez. Aksine Türkiye, 1950 li yıllardan bu yana ABD ile gerek siyasi ve gerekse Askeri açıdan sürekli iç içe ve hatta bugün de olduğu gibi adeta yekvücud olmuştur.Ve bu yek vücud olma Askeri darbeleri de beraberinde getirmiştir. Bu noktada ABD’nin rolü zaman zaman açıkça ifade edilmiş ve 1980 deki son Darbe sonrasında ABD Dışişleri Bakanı’nca “Bizim Çocuklar…” şeklinde açıkça ifade edilmiştir.
RTE iktidarı da iyi irdelenir ve araştırılırsa Bir ABD projesi olduğu açıkça görülür. İşte uyuyan halkımız ölü uykusundan sıyrılır ve o dönemki olayları,Kemal Derviş olayını, Sn.Ecevit’e karşı düzenlenen komploları ve ayak oyunlarını , yaratılan krizleri iyi düşünürse ortamın ne kadar iyi oluşturulduğunu ve halkın her darbede olduğu gibi müsait hale getirildiğini anlayacaktır.Darbeler sadece askeri olmaz.ABD kurmayları da artık klasik askeri darbelere karşı Demokrat geçinenlerin hassasiyetini göz önüne alarak darbeleri sivilleştirebilmektedir. Bunun için de ABD de Gülen, Türkiye’de de Soros Enstitüsü gibi işbirlikçilerini kullanmaktadır
Bu iktidar döneminde ortaya atılan darbe iddialarının farklı görünmesi ABD’nin ayak değiştirmesinden yani yöntem değişikliğinden kaynaklanmaktadır. ABD taktik değiştirmiştir.Çünkü Amerikan halkı son zamanlarda Siyasal ve Radikal islamın kullanılmasının kendilerine acı faturalar ödettiğini görmüş ve yaşamıştır. O zaman Halkın çoğunluğunun Müslüman olduğu Ortadoğu’da radikal olmayan,ama aynı zamanda Demokrat görünen ılımlı bir İslam ülkesi projesine yönelmiştir. Bunun içinde eline geçirdiği ve desteklediği Gülen cemaatini yıllarca hazırlayarak onun denetimine geçen Emniyet ve Bir kısım yargının ,basının da %90 ının yardımıyla Bugünkü iktidarın mutlak güç haline gelmesini sağlamıştır.
İşte bu değişikliği algılayamayan ve Gerçekten Atatürkçü ve laik bir geleneğe sahip bir kısım asker iktidara karşı çıkınca ABD yıllarca kullandığı bu askerleri gözden çıkararak tasfiye etmek için iktidarın önüne atmıştır.
Hergün hemen hemen belli bir sıra içinde basına servis edilen ordunun tüm gizli bilgilerine sahip Türkiye’deki tek güç, içimizdeki ABD kurumlarıdır. Bu bilinirse bu servisin anlamı daha kolay ortaya çıkar.
ABD ilerde bir gerek duyarsa bu iktidarın da defterini dürecek ve kurduğu başka bir düzeneneğin önüne atacaktır hiç kuşkusuz.
Uyan ey halkım ,gerçekleri gör,saptamaları iyi yap,kullanıldığının farkına var.Yıllardır bu ülkede iktidara sahip olanlar senin için değil önce cepleri,sonrada onları kullanmak için ceplerine çalışmalarını kolaylaştıran ABD için iktidar oldular. Gerçekleri iyi saptayın!
Ezilen daima siz oldunuz!
Kullanılan daima siz oldunuz!
Bölünen,aşağılanan,sürünen,zindanlarda çürütülen,yerinden yurdundan toprağından edilen,din,iman,ırk vs diyerek uyutulan daima siz oldunuz.
Oysa Atatürk’ün en büyük umudu sizlerdiniz.
İktidara sahip olanların gaflet ve delaletini siz görecektiniz!
Onların “…emellerini müstevlilerin siyasi emelleri ile…” nasıl tevhid ettiklerini siz bilecektiniz!
“İşte bütün bu kötü hal ve şart içinde dahi vazifeniz…” size bırakılan emaneti korumaktı. Uyanın ve ulu önderin sözlerine kulak verin. Bunun için ABD projesi darbelere,Fthullahlara, din bezirganlarına ihtiyacınız yok. Sadece sizi uyutan, Mukaddes dininizi ve ırkınızı kullanarak , kardeşlik projesi diyerek birbirinizden ayıran ve bölen, demokrasi diye diye yıldırma ve sürtme projeleri ile baskı altında tutmaya çalışan, refah diyerek ülkenin bütün değerlerini üç kuruşa- Tabii komiyonlarını da alarak- satan buna rağmen ülke borcunu ikiye katlayıp torunlarınızın bile geleceğini ipotek altına alan bezirganlara kanmayın!
Uyanın! Ve sadece gerçek demokratik haklarınızı sandıklarda kullanarak,aktif olarak siyasete katılarak mirasınıza sahip çıkın ve geleceğinizi ateşe atmayın. Uyanın bu derin ölüm uykusundan çok geç olmadan! Uyanmak yalnızca gerçekleri görmekle mümkündür. En güç şartlar altında,harap ve bitap düşmüş, tüm kaleler elinizden alınmış iken bile neler yapabildiğinize tarih şahittir. Damarlarınızdaki asil kanın FARKINA VARIN ARTIK! (27/02)
Subscribe to:
Posts (Atom)