(Aşağıdaki yazı 28 Ocak 2010 tarihinde Ak Parti AKIM merkezine 907090 kayıt sayısı ile gönderilmiştir.)
“2002 seçimlerinden önce "Yeni Yüzler Hareketi" içinde yer almiş ve seçimden önce seçime katılmak üzere hareketi partileştirmek ve " Parti Teşkilatı Kurulması" yönünde karar alınmış iken, son anda hareketin kurucusu Sn.Avukat Münci İnci "AKP" nin desteklenmesi mesajını geçti teşkilata.Önceleri bunu anlamadık (Sonradan anlaşıldı ki bu şahıs Sn. Recep Tayyib Erdoğan’ın danışmanı imiş) ve ben şahsen merakla belirli bir süre gözlemlemek üzere AKP’yi "Desteklemek" kararı verdim kendi kendime ve bunu mesajla parti adreslerine geçtim. Benim amacım,seçilecek olursa iktidarınızın eylem ve davranış biçimini ve değişip değişmediğinizi anlamak ve ülkede istikrar sağlanmasına yardımcı olmaktı.
Şimdi Geçmiş 7 yılın muhasebesini yaptığımda değişmiş olduğunuz konusunda sizinle aynı fikre sahip oldum. Bu değişiklik her şeyden önce daha önceleri kesin olarak reddettiğiniz fikirlerle çelişse de İktidarın nimetlerinden yararlanma hususunda insanların fikirlerinin ne kadar kolayca değişebileceğini göstermesi bakımından önemlidir.
Bu kanaatimi oluşturan saptamalarım şöyledir.
1.- İktidarınızın bir ABD projesi olduğu kanaati bende kesin olarak hakim olmuştur.Çünkü “Yeşil kuşak “ projesinde yanılan ABD'nin “Ilımlı İslam Projesi” yoluyla Büyük Ortadoğu Projesini hayata geçirme yolunda attığı yeni bir adımdır.Tabii Bu proje adım adım,revize edile, edile yürümektedir. Değişiklik gibi görünen aşamalar aksayan veya yanlış olduğu anlaşılan hususların düzeltilmesi amacını taşımakta olup nihai sonuca ulaşma yolundaki ABD kararlılığını etkilememektedir.
2.- Bu projenin yürütülmesinde ABD'nin en büyük yardımcısı yine ABD tarafından planlanan ve F Tipi Örgütlenme diyebileceğimiz Fethullah Gülen hareketinin, projenin görünmeyen yüzü olarak tüm ülke kurumlarında etkin biçimde kullanılmasıdır. Nitekim gerek Emniyet güçleri ve gerekse yargıda görünen değişimler bu örgütlenmenin etkinliğini açıkça göstermektedir.
3.- Türkiye eskiden beri fiilen öyle görünmese de zaten gerçek anlamda bir ABD mandası altındadır. Bu hususu 1980 yılında Hava Kuvvetlerinden İstifa etmeden önce Savunma İşbirliği anlaşması görüşmeleri sırasında bir dizi olayla birebir yaşamıştım. ABD temsilcisi bizim anlaşmada manda değil taraf olduğumuzu anlatmaya çalışmamız karşısında çok şaşırmıştı!
4.- TSK. 1950 yılından bu yana hep ABD kontrolünde olmuştur ve bu husus Türkiye’nin duyarlı ve düşünebilen tüm kesimleri tarafından açıkça bilinmektedir. Tüm darbeler bu nedenle ABD kontrolünde olmuştur.Ancak son zamanlarda ordunun bazı kesimleri ABD projelerindeki yöntem değişikliğini anlayamamış ve gövdenin bütününden farklı davranışlar sergilemiş ise de , ABD hiçbir zaman ana kontrolü elinden kaçırmamış, BOP projesini aksatacak bu tür hareketleri engellemiştir. Dikkat edilirse sadece ABD’nin bilebileceği savaş planları,bu aykırı davrananları elimine edecek şekilde , Taraf,Emniyet,yargıdaki uzantıları gibi F Tipi örgütlenme elemanları eliyle, parça parça, ve bu aykırılıkları elimine edecek şekilde ortaya dökülerek aykırılar bertaraf edilmektedir.
5.- Projenin hayata geçirilmesi için İki husus ayrıca çok önemlidir.Birincisi Taraf partini İktidarda kalabilmesi için asgari şart olan oy desteğinin sağlanması ki bu husus kısmen Din unsurunun kullanılması,Kısmen Oy satın alınması (Kömür yardımları) kısmen de zihinlerde daima karışıklık yaratarak bulanık ortamdan istifade ile başarılmıştır. Tabii ki bunda büyük bölümü satın alınarak veya sindirilerek ele geçen TARAF MEDYA’nın da büyük payı yadsınamaz
6.- Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) nin eşbaşkanı olduğunuz hiçbir zaman inkar edilmemiştir. Ancak bu projenin gerçek boyutları ve zamanla ne şekilde revize edildiği pek tabiidir ki bilinmemektedir. Ancak şu artık bir gerçeklik olarak apaçık ortadadır ki bu bir DEMOKRASİ
Projesi değildir. Çünkü gerçek niyeti demokrasi olanın atabileceği bir sürü demokrasi adımı var iken en ufak bir çaba gösterilmemiş, iktidarın nimetlerinden yararlanaılabilindiği kadar yararlanılarak iktidar süresi uzatılmaya çalışılmış bunu için ABD intelijansı,F tipi örgütlenme ve devlet olanakları azami şekilde kullanılmıştır.
7.- İktidarınızın Atatürk’ten sonraki tüm iktidarlar ile sonuçları açısından çok büyük farklılık yoktur. Tüm iktidarlar daha ziyade kendine çalışmış,bunun için ABD’ye yaslanmıştır. Şimdiye kadar tüm iktidarlar söylemlerinde ATATÜRK’ü kullanmış, ne zaman bu unsur yetersiz kalınca din,etnisite gibi değişik argümanlar bulunmuştur. Zamanla iktidarın sarhoşluğuna kapılarak gerçek iktidar olduğu sanısı uyandığında da yine ABD organizasyonları ile iktidar koltuğundan indirilmiştir.
8.- Demokrasinin asli unsuru olan oy deposu halkın ise hiçbir zaman bunlardan haberi olmamış olamamış, bunun için “memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabil..”miş,”.. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit…” edebilmişlerdir. Yukarıda anlatılmaya çalışılan saptamaların sonucundan bu anlaşılmaktadır.
9.- Bana gelince gerçek demokrat düşünceye , Cumhuriyet’in ve Katılımcı Demokrasi’nin erdemlerine inanan bir vatandaş olarak her zaman ülkem,insanlar ve kendim için en doğru olduğunu düşündüğüm şeyleri yapmaya çalıştım. Bundan sonra da aynı şekilde yaşayacağım. Ama yukarıda kısmen anlayabildiğim saptamalar nedeniyle de elimden fazla bir şey gelmedi. Bunları tüm halkım bilsin,gerçeklerin bilincinde olsun ,ona göre kendini yönetecekleri seçsin isterdim . O zaman ülkede gerçek demokrasi, refah ve mutluluk olurdu.Ama ömrümün son baharında gördüğüm o ki,Türkiye bu şansı hiç bir zaman bulamıyacaktır. Benim gibi düşünen insanların da ya imkanı olmadığı,ya azınlıkta olduğu ya da işlerine geldiği için bunu anlatamadıklarını sanıyorum.
10. Bu nedenle partinizi destekleme yolundaki kararımı gecikmiş de olsa hiç umudum kalmadığı ve yanlış yaptığım inancıyla geri çekiyor, bu tablo değişmedikçe hiçbir parti, siyasi kuruluş, organizasyon,gurup ve kişiyi desteklemeyeceğimi şahsım adına ifade ediyorum.
Saygılar Sunarım
Muharrem ÖZTÜRK
EKLER:
EK-1
YENİ YÜZLER HAREKETİ : " HALK KARARINI VERDİ, BİZİM GÖREVİMİZ AKP'YE DESTEK OLMAKTIR "
Yeni Yüzler Hareketi Genel Koordinatör Av. Münci İnci," Halk kararını verdi. Bizim görevimiz AKP’ye destek vermektir.Bütün antidemokratik hukuku yanlış yorumlayan uygulamalara rağmen Recep Tayyip Erdoğan’ın bütün engelleri aşarak iktidar olmayı başardı" dedi.
05 Kasım 2002 Salı 00:50
ANKARA/Yeni Yüzler Hareketi Genel Koordinatör Av. Münci İnci," Halk kararını verdi. Bizim görevimiz AKP’ye destek vermektir.Bütün antidemokratik hukuku yanlış yorumlayan uygulamalara rağmen Recep Tayyip Erdoğan’ın bütün engelleri aşarak iktidar olmayı başardı" dedi.
MÜNCİ ŞUNLARI SÖYLEDİ ;
AK Parti merkez-sağ bir parti olarak iş başına geliyor. Yeni Yüzler Hareketi olarak Ak Parti iktidarının ülkeye önemli kazanımlar getireceğine inanıyorum. Tayyip Erdoğan, yolsuzluğa bulaşmış, halkın isteklerine kulak vermeyen, milli iradeyi temsil etmeyen tüm liderleri siyaset sahnesinden silmiştir. Bu halkın kararıdır. Yeni Yüzler Hareketi olarak her zaman halk ne isterse o olacak demiştik… Şimdi halk istedi oldu. Yeni Yüzler Hareketi Üyeleri’nin projeleri ile insan kaynakları ile AKP’ye destek vermeye hazır olduğunu, üyelerimizin de bu yolda sağ, sol , merkez demeden çalışmalarını sürdürmelerini diliyorum.
http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=56153
EK-2
Başkanın adamları
Remzi Gür, Cüneyd Zapsu, Cihan Kamer, Münci İnci, Mustafa Albayrak... AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sırlarını paylaştığı, ailece görüştüğü işadamlarından en öne çıkanlar. Onlar Erdoğan'a, Başbakan da onlara sahip çıkıyor. Cola Turka içip, Ülker çikolatası dağıtıyor. Hediyelerini Cihan Kamer'in firması Atasay Kuyumculuk'tan seçiyor. Ramsey'den giyiniyor, bol bol fındık yiyor...
"Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim" diyen bir atasözü vardır. Gerçekten de insanın kişiliğini, eğilimlerini, hayat görüşünü yansıtan önemli bir göstergedir dostlukları... Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da 'arkadaş'ları var. Bunlar kuşkusuz haberde adı geçenlerden daha çok. Biz 'ekonomi' süzgecinden geçirildiğinde öne çıkan bir 'işadamı - arkadaş' seçkisi yaptık. Böyle olunca da Remzi Gür, Cüneyd Zapsu, Cihan Kamer, Mustafa Albayrak, Münci İnci gibi isimler öne çıktı.
Başbakana 'alo' mesafesinde
Münci İnci. Aslında o bir avukat. Zamanında Turgut Özal ve Ahmet Özal'la olan yakınlığı ile gündeme gelmişti. Zaten hep ünlülerin avukatı oldu.
Ancak öyle cübbe giyerek duruşmalara katıldığını da pek gören olmamıştır. Genellikle 'hukuki danışmanlık' yaptı. Münci İnci'nin hukuk kadar diğer bir merakı da yayıncılık işi oldu. Ahmet Özal'ın İnterpres şirketinde yaptığı yöneticilikten sonra İntermedya Yayın Grubu'nu kurdu. Bu şirketi halka açtı, ardından da Jet - Pa'nın sahibi Siirtli Fadıl Akgündüz'e sattı. Ancak satın alan da şirketin hayrını görmedi. Münci İnci bu kez elektronik yayıncılığa soyundu. Şu anda internet üzerinden yayın yapan İmedya Elektronik Yayıncılık'ın sahibi.
Burada küçük bir anektodu yazmadan geçmeyelim:
"İmedya okurlarının 2002 ekonomi yıldızları anketinden siyaset kategorisinde Tayyip Erdoğan çıktı. Hediyesi ise Münci İnci'nin küçük oğlu Barkın'dan geldi. Küçük İnci, Erdoğan'a yeni çağa adapte olabilmesi için bir bilgisayar hediye etmişti."
Münci İnci'nin siyasilerle, siyasetle ilişkisi hiçbir zaman kesilmedi. AKP'ye yatırım kararı aldıktan sonra Tayyip Beyle "laik sermaye" arasında köprü kurmayı vazife belledi..
Nasıl mı? Erdoğan ile işadamlarını ve liberal siyasetçileri Durusu'daki evinde buluşturdu. Zaten İnci'nin Durusu'daki evi Erdoğan'dan önce de yeni oluşumların karargâhı olarak ünlenmişti. İnci, yeni isimleri siyaset sahnesine çekmek istediğini belirtiyor ve yeni bir oluşum için çalışıyordu.
'Bu tabloda yer almam' demişti
O dönem Erdoğan hapisten henüz çıkmış ve AKP'yi kurma adımları atıyordu. İnci'nin partileşme sürecinde, eşiyle hemşerilik ilişkisi de olan Erdoğan'a "Ben bu tabloda yer almam" diyecek kadar uzak düştüğü de oldu.
Şimdilerde ise çok önde durmuyor. Zaten onu tanıyanlar ne zaman "en önde" ne zaman "arkada" durması gerektiğini çok iyi bildiğini söylüyorlar... Başbakan'la tatile çıkmıyor ama ne zaman telefon etse Tayyip Bey'e ulaşabiliyor. Yani ona bir "alo" kadar yakın....
http://www.milliyet.com.tr/2003/09/02/business/abus.html
EK-3
http://www.dailymotion.com/video/x87qj0_bop-ebakan-tayyip-erdoan_news
http://www.youtube.com/watch?v=cYcuUWWF1D8
http://www.dailymotion.com/video/x8vfdm_buyuk-ysrail-projesi-eybaykany-rece_news
http://www.dailymotion.com/video/x8stbt_amerikan-projesinin-bop-esbaskani-r_news
http://www.youtube.com/watch?v=19ePFuDFBFQ
http://de.sevenload.com/videos/7CjdWxo-BOP-Ebakan-Recep-Tayyip-ERDOAN
ERDOĞAN'DAN "BOP EŞBAŞKANI" ELEŞTİRİLERİNE YANIT"
Doğmadan ölen bir proje, bizi bağlayan yanı yok"
13.01.2009 19:15
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında muhalefetin "BOP eşbaşkanı eleştirilerine de yanıt verdi.
Başbakan Erdoğan, Büyük Orta Doğu Projesi'nin (BOP) amaçları ve bu amaçlar içinde Türkiye'nin üstlendiği görevin belli olduğunu belirterek, BOP’un Ortadoğu barışına yönelik kurulduğunu, bunun yanında bölgenin ekonomik kalkınmasına, özgürlüğüne, kadın haklarına yönelik kurulmuş, eğitim özgürlüğünü daha ileri safhalara taşımak için atılmış bir adım olduğunu savundu. BOP çerçevesinde Türkiye'ye de görev verildiğini ve Türkiye’nin de bu görevi üstlendiğini belirten Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu, aslında şu anda zaten doğmadan ölen bir proje durumuna düştü. Bunu kalkıp ikide bir, gerek ana muhalefeti gerek yavru muhalefeti, bu şekilde kullanıyor. Bunun bizi bağlayıcı yanı yok. Bu konuyla ilgili olarak bizi bağlayan, Tayyip Erdoğan'ın attığı bir imza yoktur. Bu sadece insani olarak bizim üstlendiğimiz görevdir. Kusura bakmasınlar, ne ana muhalefet ne yavru muhalefet ne yanındakiler, bizim şu anda Ortadoğu'da duyduğumuz hassasiyeti, bugüne kadar duymadıkları gibi bundan sonra da duyamazlar.”
http://www.haberturk.com/haber.asp?id=121091&cat=110&dt=2009/01/13
EK-4
12 Eylül Darbesi
Vikipedi, özgür ansiklopedi
ABD'nin rolü
Amerika Birleşik Devletleri yönetiminin darbeden haberdar olduğu ve darbe gecesi Başkan Jimmy Carter'a "bizim çocuklar işi bitirdi" anlamında bir mesajın, bir toplantının ortasında iletildiğinin anlaşılması, 12 Eylül'de ABD'nin rolü konusunu da tartışmalara açtı. İlk kez Mehmet Ali Birand'ın 12 Eylül 04.00 (1984) adlı kitabında ortaya atılan, 12 Eylül Darbesi sırasında dönemin ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Türkiye Masası Sorumlusu Paul Henze'in askeri müdahaleyi haber alırken haberi ulaştıran diplomatın your boys have done it -- senin çocuklar işi bitirdi - anlamındaki konuşması, 12 Eylül Darbesi içinde ABD'nin rolü konusunda tartışmalara neden olmuştur. Paul Henze 2003 yılında Zaman Gazetesi'ne verdiği demeçte sözlerinin Mehmet Ali Birand'ın uydurması olduğunu belirtmiş, ancak kısa bir süre sonra Birand 2007'de Henze ile yaptığı görüşmenin sesli ve görüntülü kayıtlarını yayınlayarak Henze'i yalanlamıştır.
http://tr.wikipedia.org/wiki/12_Eyl%C3%BCl_Darbesi http://tr.wikipedia.org/wiki/12_Eyl%C3%BCl_Darbesi#cite_note-26
EK-5
FETHULLAH GÜLEN
"FETHULLAH GÜLEN'İN 40 YILLIK SERÜVENİ - 2" KİTABININ İSBN NOSU:9789758731435
EMNİYETTEN MAHKEMEYE FETHULLAH GÜLEN`İ ÖVEN RAPOR
Emniyetin Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi`ne Fethullah Gülen`le ilgili övgü dolu bir rapor gönderdiği ortaya çıktı. Emniyet Genel Müdürü Gökhan Aydıner adına Yardımcısı Ramazan Er`in imzasını taşıyan raporda, Gülen`le ilgili övgü dolu cümleler yer alıyor, terörle ilgisi olmadığı, teröre karşı en sert ve en açık tepkiyi verdiği, dinlerarası hoşgörü için çalıştığı anlatılıyor. Raporda, Fethullah Gülen hakkında, Ankara DGM`nin `Rahşan Affı` nedeniyle verdiği 2008`e kadar erteleme kararı yer almadı, bunun yerine kamu davası açılmadığı bildirildi. Fethullah Gülen`in avukatı Abdülkadir Aksoy`un isteği üzerine hazırlanan rapor, Gülen`in Türkiye`ye dönüşünün önündeki şüpheleri ortadan kaldırıyor. Avukat Aksoy`un Gülen hakkındaki davada erteleme kararının kaldırılarak beraat istemiyle Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi`ne yaptığı başvuru, Emniyet`in bu raporuna dayandırıldı. Mahkeme`nin Gülen hakkındaki başvuruyu 26 Nisan`da sonuçlandırılması bekleniyor. Emniyet`in raporunda, Fethullah Gülen ile kendisiyle ilişkilendirilen kuruluşlar hakkında `fişleme mahiyetinde bilgi bulunmadığı` belirtildi. Gülen hakkında herhangi bir mahkeme kararı olmadığı, herhangi bir suç kaydı bulunmadığı anlatılan raporda, şöyle denildi: MİSYONERLİK DEĞİL`Fethullah Gülen ve kendisi ile birlikte hareket eden kişi ve kuruluşlar tarafından organize edilen hoşgörü, dinlerarası diyalog ve toplumsal barış gibi faaliyetlerin yürürlükteki mevzuatımıza aykırı bir yönü bulunmadığı gibi bu faaliyetler misyonerlik faaliyeti olarak da değerlendirilmemektedir. Bu anlamda sözü edilen faaliyetlerin misyonerlik faaliyeti olduğuna dair kayıtlarımızda herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.
http://www.tumgazeteler.com/?a=1435356
Fethullah Gülen şiirleri TRT`de
TRT`de örgütlenmeye devam eden Fethullah Gülen cemaati, son olarak TRT`de Fethullah Gülen`in bir şiirinden bestelenen şarkıyı `sundu`.
http://www.tumgazeteler.com/?a=4095426
http://www.fethullahgulen.org/ http://tr.fgulen.com/
International Conferences on Islam in the Contemporary World:
The Fethullah Gülen Movement in Thought and Practice
2009
The Fifth International Conference on Islam in the Contemporary World: The Gülen Movement in Thought and Practice
March 6-7, 2009, Louisiana State University, Baton Rouge, Louisiana, U.S.A.
2007
The Third Annual Conference on Islam in the Contemporary World: The Fethullah Gülen Movement in Thought and Practice
November 3, 2007, University of Texas at San Antonio, San Antonio, Texas, U.S.A.
2006
The Second Annual Conference on Islam in the Contemporary World: The Fethullah Gülen Movement in Thought and Practice
November 4-5, 2006, University of Oklahoma, Norman, Oklahoma, U.S.A.
2006
The Second International Conference on Islam in the Contemporary World: The Fethullah Gülen Movement in Thought and Practice
March 4-5, 2006, Southern Methodist University, Dallas, TX, U.S.A.
2005
Islam in the Contemporary World: The Fethullah Gülen Movement in Thought and Practice
November 12-13, 2005, Rice University, Houston, TX, U.S.A.
Who is Fethullah Gülen?
Fethullah Gülen is a Turkish Muslim scholar, thinker, author, poet, opinion leader, educational activist, and preacher emeritus. He is regarded as the initiator and inspirer of the worldwide social movement of human values known as the Hizmet (Service) Movement or the Gülen Movement . He is respected by his readers and listeners as a living model of high values like wisdom, faith, love, ardor, respect, sincerity, piety, sensitivity, and service to humanity. Fethullah Gülen is considered among the most influential intellectuals not only of the modern Turkey but also of the entire globe. In July 2008, Fethullah Gülen was listed among the top hundred public intellectuals by Foreign Policy magazine. Despite the high regard millions hold for him, Fethullah Gulen considers himself only one of the volunteers of the civil society movement he helped generate and denounces being its leader.
Fethullah Gülen Conferences Worldwide:
East and West Encounters: The Gülen Movement
University of Southern California, Los Angeles, CA, U.S.A.
Muslim World in Transitition. Contributions of the Gülen Movement
House of Lords, SOAS & LSE. United Kingdom.
International Conference on Peaceful Coexistence
Erasmus University, The Netherlands.
Fethullah Gülen Chair in the Study of Islam & Muslim - Catholic Relations
Australian Catholic University, Australia.
Fethullah Gulen & Gulen Movement - Fethullah Gülen Forum
The Gülen Institute
The Institute of
Interfaith Dialog
Copyright © 2005-2010 Fethullah Gulen Conference. All Rights Reserved.
http://www.fethullahgulenconference.org/
Fetullah Gülen Kimdir?....(1*)
"Ermeni olan dedesinin Pasinlerli İbrahim Bey'in hizmetkarlığını yaptığı yıllarda, Rus işgali sırasındaki Ermeni ayaklanmasında İbrahim Bey ve ailesi Ermeni hizmetkarlarının tasallutuna uğrayınca, İbrahim Bey hizmetkarını ve onun ailesinin bir bölümünü öldürür. Ardından, intihar eder. Olaydan sağ kurtulan Fethullah Gülen'in babası, 18-19 yaşlarındayken, İspir'e gelir ve yerleşir.
Fethullah GÜLEN: Müslüman adı alır ve bir Türk kızı ile evlenir. Gülen'in babasının, 'Öyle bir evlat yetiştiriyorum ki, bunları kendi dinleri ile vuracak' dediği de rivayet olunur." ( E.M.H., 2 Haziran 1999) (*2)
Cumhuriyet'ten Deniz Som, 16 Haziran 1999 tarihli "Vaziyet"te, okuyuculardan Veli Yıldırım'ın ağzından şu bilgileri aktarıyor: "ABD'de, Türkiye'deki 'Sızıntı' Dergisi'nin karşılığı olan 'The Fountain' isimli bir dergi var.
Bunu, Washington'daki Truestar şirketi yayımlıyor, editörlerinden ikisinin isimleri, Washington Katolik Üniversitesi'nden Cizvit papazı Sidney Griffith ve Abdülaziz Sachedina. Bunlardan Griffith, bir ara Gülen'i New Jersey'de ziyaret etmiş.
[/b]Sachedina ise Tanzanya'da doğmuş; Hindistan, İran ve Kanada'da okumuş; Şiilik davasına hizmet için uzun yıllar ABD, Kanada, Ürdün, Pakistan ve Afrika-Avrupa ülkelerinde dersler vermiş; halen de Virginia Üniversitesi'nde profesör olarak görev yapan bir kişi.
Sachedina, mesaisinin bir bölümünü ABD'deki Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi'nde (CSIS) 'din, politika ve insan hakları uzmanı' olarak çalışmaya ayırmış; aynı zamanda, 'Mehdilik' konusunda uzman kabul ediliyor ve bu konudaki konferanslarıyla da tanınıyor.
1962'de Georgetown Üniversitesi bünyesinde kurulan CSIS, dünyanın muhtelif ülkeleri ve bölgeleri üzerinde politik-ekonomik araştırmalar yapıyor ve hazırladığı senaryoları ABD yönetimine ve şirketlerine sunuyor. CSIS'in Orta Doğu Masası'ndaki yöneticilerden bir olan Edward R.M.Kane Kahire, Bağdat, Beyrut, Tripoli, Dakar ve Ankara'da CIA görevlisi olarak da çalışmış. Dolayısıyla, CSIS ile CIA arasından bağlantı kurmak mümkün." Som, Yıldırım'ın bilgilerini aktardıktan sonra, şu yorumu yapıyor:
"The Fountain'ın son sayısında 'The Restoration of Balance' (Dengenin Onarımı) başlıklı bir yazı var; yazarı, M.Fethullah Gülen. Yöneticisi olarak İsa Saraç'ın, murahhas aza olarak Cherly Pearson'ın ve genel koordinatör olarak Mustafa K.Sungur'un göründüğü derginin yazı kadrosunda, kimliği açıkça belirtilmemiş bir isim daha bulunuyor:
M.F.Şahin. Bilindiği gibi, Fethullah Gülen, bazı yazılarında Abdülfettah Şahin adını da kullanıyor. Türkiye'de de satılan The Fountain, Internet ortamında da mevcut ve 'İslamiyette yeni bir ses' olarak Gülen'in görüşleri veriliyor. Fethullah Gülen ABD'de 'tedavi oluyormuş' diyorlar, 'entegrasyon tamamlanınca' dönecektir."
Gülen'in, "Sahabe efendilerimize cinnet derecesinde sevgisi vardı" şeklinde tanımladığı babası Ramiz, çocuklarına, Sahabelerle hiç ilgisi olmayan isimler vermiştir: Fethullah, Sıbgatullah ve Mesih.
Gülen'in babasının, oğullarından birine, samimi Müslüman ailelerde rastlanmayan ve ama Yehova Şahitleri'nin propaganda yayınlarında sık sık kullanılan "Mesih" adını vermiş olması dikkat çekicidir. (Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral ve ekibince hazırlanan Fethullah Gülen Raporu, s.18'e atfen, Star Gazetesi, 14 Haziran 1999)
... Nedendir bilinmez, Fethullah Gülen babasının Alvar Köyü'nden ayrılması ile ilgili olarak "Küçük Dünyam" kitabında hiç bir açıklamada bulunmamaktadır. Oysa bu, son derece ciddi ve açıklama gerektiren bir konudur. Gülen'in suskunluğu akla, "neleri ve niçin gizlediği" sorusunu getirmektedir. (Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral ve ekibince hazırlanan Fethullah Gülen Raporu, s.20'ye atfen, Star Gazetesi, 14 Haziran 1999)
Yine; Cumhuriyet'ten Deniz Som, 22 Haziran 1999 tarihli "Vaziyet"te, okuyuculardan Veli Yıldırım'ın ağzından şu bilgileri aktarıyor: "Türkiye'deki 'Sızıntı' Dergisi'nin ABD'deki karşılığı olan 'The Fountain'ın üst yönetiminde görevli kişilerden biri de İslam-Hıristiyan ilişkileri ve Orta Doğu konularında uzman olan İbrahim M.Abu Rabi. Rabi aynı zamanda, Hartford Üniversitesi'nde 'Mcdonal Center for the Study of Islam and Christians'da görev yapıyor...
Said-i Nursi'nin talebesi olduğu söylenen Vatikan Dinler Arası Enstitüsü'nden Kardinal Thomas Michel ve ABD'deki Georgetown Üniversitesi'nden Barbaba Stowasser, İstanbul'a geldiklerinde Fethullahçıların konuğu olmuşlar.
Gülen'in, Vatikan'da Papa'yı ziyareti sırasında açıkladığı, Şanlı Urfa'da üç dini bir araya getirecek bir okul açma düşüncesinin de ABD'de hazırlanan planlar doğrultusunda değerlendirilmesi gerekiyor. Kurtuluş Savaşı'nda İstanbul'da faaliyet gösteren Misyonerler ile İslamcılar'ın işbirliği incelenirse, günümüzdeki senaryolar daha iyi anlaşılacaktır."
________________________________________________________________________________
DİPNOT
1- (*1) -http://www.milliyetciler.de/html/modules.php?name=News&file=article&sid=688-
2- (*2) - E.M.H (Ermeni Milli Hareketi'nin kısıltılmışı)
http://www.turkish-media.com/forum/topic/49439-fethullah-gulen-gercegi-kimmi-bu-adam-iste-kanitlar-gulenin-babasinin-oyle-bir-evlat-yetistiriyorum-ki-bunlari-kendi-dinleri-ile-vura/
A modern Ottoman
Ehsan Masood
26th July 2008 — Issue 148
The Turkish cleric Fethullah Gülen, winner of our intellectuals poll, is the modern face of the Sufi Ottoman tradition. At home with globalisation and PR, and fascinated by science, he also influences Turkish politics through links to the ruling AK party http://www.prospectmagazine.co.uk/2008/07/amodernottoman
ECONOMİST'İN FETHULLAH GÜLEN YORUMU
İngiliz Economist dergisi, İslami tarikatları konu alan bir makalesinde Fethullah Gülen hareketinin dünya genelinde ağırlığını artırmaya başladığına dikkat çekiyor. “Pennsylvania’da yaşayan Fethullah Gülen, bu ağın kalbindeki isim... "Sadece ülkesi Türkiye'de değil - Orta Asya'dan Çin'e, Endonezya ve Afrika'ya dek, pek çok ülkede Müslüman dünyasının önemli figürlerinden biri. Bilime olan inancı, dinler arası diyalog ve çok partili demokrasiyi savunması, Gülen'in Müslüman olmayan çevrelerde de takdir kazanmasını sağladı. "Duygusal hitabeti, gözyaşları ile verdiği vaazlarıyla dinleyicilerini etkileyen Gülen'in hareketi, dikkat çekici ölçüde pragmatik ve adeta sistemli bir işletmeyi andırıyor."Küresel bir güç olarak, Gülenciler eğitimde aktif yer alıyorlar. 90 ülkede 500'ü aşkın okul kurduklarını söylüyorlar. Londra'da geçen yıl Ekim'de düzenledikleri bir konferansı dört İngiliz üniversitesi ve Lordlar Kamarası da destekledi.
Gülen'in köyünde yaşayan kuzeninin 'Elhamdülillah tüm köyümüz Müslüman, şer işi internet de köyümüze girmiyor' sözlerine yer veren dergi, laikliği baltaladığı suçlamasıyla yargılanmış olan Gülen'in kurduğu ağın, halen Türkiye'de bir üniversite, bir gazete ve çok sayıda küçük ve orta ölçekli işletme sahibi olduğunu belirtiyor.
"Hareketin kilit bir varlığı ise yurtlar. Gençlerin sıkça barınak için harekete yönelmesi ve ardından oruç ve ibadet düzenini izlemeyi kabul etmeleri sıkça tekrarlanan bir tablo.
"Polis teşkilatının çoğunun da Gülen sempatizanı olduğu düşünülüyor. Bir içişleri bakanı bir zamanlar, yüzde 70 gibi bir rakam vermişti, ancak ordu Gülen'e yoğun bir şüpheyle bakıyor. Hareket 'apolitik' olsa da, laik ana muhalefet dışında hemen hemen tüm partilerle bağlantıları var.
"AKP ile Gülencilerin pek çok ortak noktası var ve işbirliği yapıyorlar ancak çıkarları eş değil. Söylentilere göre ılımlı İslamcı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Emniyet Müdürü'nün değiştirilmesini sırf bu değişimi Gülen hareketi istiyor diye bekletiyor. Çünkü onlar istedi diye bunu yapmış görünmek istemiyor."
http://www.bbc.co.uk/turkish/europe/story/2008/03/080307_economist.shtml
Thursday, January 28, 2010
Subscribe to:
Posts (Atom)